Eski Mısırdan günümüze kalan ve dünyanın en eski yapılarından sayılan piramitler, gerek yapım tekniği gerekse yapılış amaçlarındaki gizemlerden dolayı geçmişten bugüne bir çok insan için halen merak konusu olmaya devam etmekte, çeşitli bilimsel platformlarda tartışılmaktadır. Mısır’da farklı dönemlerde ve boyutlarda inşa edilmiş yüze yakın piramit olduğu bilinmektedir. Bunlardan en bilinenleri Kahire’de Giza bölgesinde yer alan piramit üçlemesidir. Khufu (Keops), Khafre (Kefren) ve Menkaure (Mikerinos) olarak adlandırılan bu yapıların her biri yapıldıkları dönemdeki firavunların isimleriyle anılmaktadır. Bu yapılar odağında gelişen çalışma, her biri mezar anıtı olarak tanımlanan piramitlerin aslında görünen işlevlerinin dışında ithaf edilen firavunlar için benlikleinden parçalar barındıran daha kutsal bir yapıyı temsil ettiğinin anlatımına odaklanırken, manevi eksiklikleri doğrultusunda maddi arayışlar içerisinde olan bedenin ilişkisi içerisinde olduğu mekanı nasıl fetiş nesnesine dönüştürebildiğini veriler doğrultusunda, açıklamalar ile ortaya koymaya çalışmaktadır. Ayrıca bu araştırma, mekanın atfedilen kimlikler doğrultusunda hangi işlevlerde kullanıldığını, nasıl tanımlandığını ve bu tanımların mekanın kullanıcıları doğrultusunda nasıl başkalaşabileceğini kapsamaktadır. Araştırmada ilgili kavramları barındıran ve bir çok farklı amaca hizmet ettiği ön görülen piramit yapılarının ve bu yapıların barındırdığı, mekan ile ilişkili kutsal bir çok nesnenin anlatımından yararlanılmıştır. Araştırma sonucunda piramit yapılarının gerek oluşum gerekse kullanımında atfedilen sahiplerinin bedenlerini muhafaza ederken aynı zamanda benliklerini yücelten, manevi eksikliklerini tamamlayan ve tanımlayan bir yönünün olduğu bulgularına ulaşılması hedeflenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Beden-Mekan İlişkisi, Fetiş Nesnesi, Giza Piramitleri
|