BİLDİRİLER

BİLDİRİ DETAY

Necip DİNÇ
KLASİK MİMARİ ANLAYIŞIMIZA BİR BAKİŞ
 
Mimarlık, güzel sanatların plastik bölümüne dahildir. Plastik sanatları vücuda getiren ögeler form, ışık, gölge ve renktir. Güzel sanat eserleri muhataplarının ruhlarında bediî heyecanlar uyandırdıkları gibi aynı zamanda onlara beyanda bulunurlar, dinî, tarihî kültürel mesajlar verirler. Bir milletin diğer sanatları gibi mimarlık sanatı da onun seciyelerinden, manevî ve ruhî yapısından örülmekte, o milletin mensup olduğu medeniyet ve kültür zenginliklerinden gelen unsurları barındırmaktadır. Mimarlık sanatı, bizim kültür birikimimizin temel esaslarından örülerek tecessüm etmiştir. Dolaysıyla bizim mimari sanatımıza da inanç esaslarımız, diğer sistemimiz ve zihniyetimiz hayat vermektedir. Aynı zamanda dünya görüşümüz, günlük yaşayışımız, çevre anlayışımız, alışkanlıklarımız, örflerimiz, âdetlerimiz hatta komşuluk münasebetlerimiz de mimarlık sanatımızın esasını teşkil eden mühim unsurlardandır. Mesele, özellikle İslam mimarisinin kemalini bulduğu Osmanlılarda mabetlerin inşasında tevhit inancı hâkımdır. Camilerimizde zeminden kubbeye doğru kademe kademe yükselişte, âdeta kesretten vahdete ulaşılmaya çalışılmıştır. Terkibi meydana getiren bütün elemanlarla kubbeye ulaşırken, insicamın, ahengin, tenasübün ve dayanışmanın en güzel örnekleri verilmiş, mekân ve kitle anlayışından bütünlük temin edilmiştir. Mabetlerin şehirlerdeki konumlandırılışı da önemlidir. Müslüman toplumların genelinde olduğu gibi Osmanlılarda da şehirler cami merkezlidir. Genellikle camilerin inşasında ve yerleşiminde Mescid-i Nebevî’nin plan tarzı esas alınmıştır. Osmanlılar şehirlerini kurarlarken öncelikle şehrin topoğrafik yapısı üzerine ciddi bir çalışma yapmışlardır. Şehrin en yüksek tepelerine, silüeti tamamlayacak şekilde Allah’ın olan mabetleri yerleştirmişlerdir. Onların etrafında, ana merkezlerde medreselerini, mekteplerini, hastanelerini, imaretlerini, tabhanelerini (misafirhane), hamamlarını, çarşılarını ve diğer ünitelerini, tarihi merkezlerde de ihtiyaca göre söz konusu ünitelerinin bir kısmini inşa etmişlerdir. Meskenlerini de bu müesseselerin etrafında uygun bir düzenle yerleştirerek mahalleler oluşturup, ara ve ana yolları ile birlikte, o günün ihtiyacına göre yerleşim alanlarını kurmuşlardır. Fetih yoluyla elde ettikleri şehirlerde mevcut tarihî eserleri de muhafıza etmişler, gerekli bakım ve onarımları yaparak eski ile yeniyi uyum içinde kaynaştırmaya çalışmışlardır, İstanbul bahsi geçen anlayış ve uygulamaların en güzel örneğidir. Dinî ve kültürel arka plan diğer sosyal müesseslerin kuruluşu ve gelişiminde de büyük ölçüde müessirdir. ‘Komşusu aç iken, kendisi tok olarak sabahlayan bizden değildir’ hadis-i şerifi mimarlık sanatımıza imaretler, aşevleri, kervansaraylar, tabhaneler (misafirhaneler) olarak tezahür etmiştir. İslamiyet’te temizliğe verilen fevkâlade ehemmiyetin göstergesi ise hamamlardır. Ticarete verilen önem, bu konuda gösterilen titizlik, arastalarımızın, çarşılarımızın düzenlemesinde ana fikri oluşturmuştur. Mimarimize ruh veren bu unsurlar anlaşıldığı ölçüde sanatımız ve sanat eserlerimiz hakkındaki değerlendirmeler derinlik kazanacaktır.

Anahtar Kelimeler: Osmanlı mimarisi, klasik mimari, camiler



 


Keywords: