BİLDİRİLER

BİLDİRİ DETAY

İlayda Betül SAĞLAM, Ufuk Fatih KÜÇÜKALİ
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİN MİMARİ BAĞLAMSALCILIK KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ
 
Mimari bağlamsalcılık, 1960’lı yıllarda Stuart Cohen ve Steven Hurtt tarafından ilk defa Le Corbusier: The Architecture of City Planning isimli yüksek lisans tezinde ortaya çıkmıştır. Bağlamsalcılık, Cornell’de 1963 yılında başlayan, Colin Rowe koordinasyonundaki kentsel tasarım yüksek lisans programının bir ürünü olarak nitelendirilen yaklaşımlar bütününe verilen bir isimdir. Bağlamsalcılık (Contextualism) kelimesinin bu çerçevede ilk zikredilmesi 1965 yılına tarihlenir. Mimari bağlamsalcılık beden bulmadan önce bağlam ve bağlamsalcılık, belli oranda farklı nitelikte olsa da ya da birbirinden farklı tezleri işaret etseler de, özellikle sanat alanında zaten var olan kavramlardır. Bağlamsalcılıkta odak kentin varlığı, kent mimarisi ve mimarinin kent ile oluşturduğu bir bütün ilişkidedir. Bağlamsalcılık sadece yapının fiziksel değil aynı zamanda kültürel bağlamlarda dahil edilmektedir. Sürdürülebilir bir tasarımda da mimar ve şehir plancısı, tasarım aşamasında sahanın bulunduğu yerin özelliklerini dikkate almalıdır. Sürdürülebilir mimari, yapının inşa edilen çevresi ile birlikte enerjinin korunumuna, karbon ayak izinin azaltılmasına ve ekolojik koruma ile bilinçli olmasıdır. Araştırmalar gösteriyor ki, sürdürülebilir mimari yapının oluşturulmasında kentin mimari ile olan ilişkisinin anlaşılması, bir diğer deyişle, bağlamının ortaya koyulması hayati bir öneme sahip. Dolayısıyla, sürdürülebilirlik ve bağlamsal mimari arasında karşılık bir ilişki olduğunu ve birbirlerini besleyen disiplinler olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bu çalışmada sürdürülebilir mimarinin izlediği yöntemlerin, mimari bağlamsalcılığın temel olarak hedef aldığı ilkeler ile ortak adımları bunların karşılaştırılması yapılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Bağlamsalcılık, Sürdürülebilirlik, Sürdürülebilir Mimari



 


Keywords: