BİLDİRİLER

BİLDİRİ DETAY

Çiğdem CUMHUR TUĞCUOĞLU, Rabia KOCAER
GEÇMİŞTEN GELECEĞE BARINMA
 
Tarih boyunca çeşitli nedenler ile yaşanılan göç, çok eski bir olgudur. Ekonomik zorluklar, siyasal baskılar, işsizlik, savaşlar; göçe etki eden önemli unsurlar olarak karşımıza çıkmaktadırlar. İnsanoğlu, var oluşundan itibaren, farklı nedenler sonucunda, yaşanılan yerlerden gönüllü ya da zorunlu olarak ayrılmış ve sürekli bir hareketlilik içerisinde bulunmuştur. Göç olgusunun sağladığı hareketlilik, ulusal ya da uluslararası sınırların aşımına bağlı olarak, geçici ya da kalıcı olarak gerçekleşmiştir. Coğrafi zorluklar sonucu ortaya çıkabilen kuraklık ve olumsuz hava şartları, ilkel (primitive) göçleri oluştururken; siyasal yapıların ya da devletlerin etkisi, zorunlu göçleri oluşturur (forced migration). Göç hareketi; göç edilen yerlere uyum sağlanamadığında geçici mekan değişikliği olarak gerçekleşebilirken, kalıcı yerleşim olarak da sonuçlanabilir. İnsanın temel ihtiyaçları; beslenme, dinlenme, barınma ve neslini devam ettirmektir. Yaşamsal ihtiyaçları karşılandıktan sonra, güvenlik ihtiyacı tehlikelerden uzak olması adına ön plana çıkar. Barınma gereksinimini karşılayan mekân, barınaktır. Barınak çözümü tarih boyunca, mağara, ağaç kovuğu, bir kulübe, çadır ya da bir yapı olarak karşımıza çıkmıştır. Günümüzde ise barınak; geçici süreliğine barınma ihtiyacı duyan insana yönelik mekan çözümü olarak tanımlanmaktadır. Barınma çözümü olarak kurulan çadır kentler, başlangıçta yerleşim yerlerinin dışına kurulurken, daha sonra çadır kentlerin sakinlerinin, kalıcı yerleşimleri sağlamak için farklı şehirlere taşındıkları görülmektedir. Sağlanan yeni yerleşim yerlerinde, konfor koşullarının yetersiz olduğu,yaşama alanları çevresinde iş gücü ihtiyacının tam karşılanamamasından dolayı, başka bölgelere, bu ihtiyaçlarının karşılanması için yeni göçler gerçekleşmektedir. Bu sebepten dolayı, geçici çözümler yerine insanların ihtiyaçlarını karşılayabilecek kalıcı çözümlerin uygulanması gerekmektedir. Bir plan program dahilinde öncelikle barınma ihtiyaçları tam şekilde karşılanmalı daha sonra gelişen durum ile birlikte çözümler üretilmelidir. Barınma ihtiyacını en iyi şekilde karşılayan çözümleri; kullanıcının mekansal aidiyet kavramına hitap eden örnekler oluşturmaktadır. Bu kavram; kullanıcı ve mekan arasında kurulan duygusal bağı temsil eder ve kişi için psikolojik bir ihtiyacı karşılar. Bu bağ oluşamadığında, mutlu bir hayat sürdürmek için gerekli olan duygu, ortaya çıkmamaktadır. Bireyler, yaşadıkları mekana kendilerine ait, kendilerinden detaylar kattıklarında, o mekana daha ait hissetmektedirler. Dolayısıyla, barınma çözümleri içerisinde yer alan tasarım kararları, insanların ihtiyaç duyduğu konfor ortamının oluşturulmasında önemli bir yer tutmaktadır. Kullanıcı profili çeşitliliğinin mekana yansıyabilmesi; mekan ile aidiyet hissiyatının kurulabilmesi için mekana, kullanıcı tarafından ihtiyaç duyulan konfor müdahalelerinin yapılabilmesi gerekmektedir.

Anahtar Kelimeler: Göç, Barınma, Mekan, Mekansal Aidiyet,



 


Keywords: